Temmuz 6, 2011
Mevlana der ki;
” Bugün de her gün gibi içimiz bomboş ve korkmuş halde uyandık. Çalışma odasının kapısını açıp okumaya başlamayın. Alın sazı elinize, bırakın sevdiğimiz güzellik yaptığımız şey olsun. Yeri öpmenin yüzlerce yolu var”.
Keder hiç birimizi kayırmaz. Hepimizi ziyaret eder bazı bazı.. Bir düşünce biter, diğer düşünce gelir zihne. Belki bu sabah içiniz bomboş ve korkarak uyandınız. Kederinizin, düşüncelerinizin etrafınızı sardığını hissettiniz.
Bu sefer kederimizden, karmaşık düşüncelerimizden farklı bir yolla geçmeyi, salıvermeyi deneyelim mi?.. Sazı, elimize alarak..
Hepimizin sazı eline alma şekli farklı olabilir: kimimiz kendimizi doğaya vererek, toprakta yürüyerek; kimimiz araba kullanarak belki; kimimiz yakın dostlarımızla bir kahve molası verip, gülme krizlerine girerek; kimimiz maç izleyerek; kimimiz müziği sonuna kadar açıp, içimizden geldiği gibi çılgınca dans ederek; belki kimimiz de mutfakta zaman geçirerek..
Mevlana’nın dediği gibi; bırakın, sevdiğimiz güzellik yaptığımız şey olsun. Yeri öpmenin yüzlerce yolu var. Üzerimizdeki kederden, ağırlıklardan kurtulmanın yüzlerce yolu var. Gelin bugün o yollardan birisini keşfedelim ve uygulayalım.
Lütfen önce derin, sakin bir nefes alın ve kendinize şu soruyu sorun; “Sizin sazı elinize alma şekliniz nedir?”. Size en yakın, en sıcak gelen cevabı, eğer şu anda imkanınız varsa lütfen hemen uygulayın..
Bugün kendinizi, olayları, başkalarını çözmeye çalışmayın. Hayatın gizemine bırakın lütfen kendinizi. Ve izin verin içinizden gelen sesle beraber sazı elinize aldığınızda, ağırlıklar, kederler sizden uzaklaşsın..
Bırakın içinizdeki çocuk bir nefes alsın ve sazı gönlünce çalsın bugün..
Sevgiyle,
Elif Şandan Doygun